Ankara Amniyosentez

Ankara Amniyosentez; gebeliğin ikinci trimester döneminde uygulanan bebeğin kromozomal durumu hakkında bilgi sahibi olunmasını sağlayan bir tetkik yöntemidir.

Gebelik süresi boyunca amniyon kesesi adı verilen bir kese içerisinde gelişimini sürdüren bebek; amniyon sıvısı içerisinde yüzmektedir. Amniyon sıvısı sürekli emilim halinde bulunmaktadır ve bebekten dökülen hücreleri de içermektedir. Bu sayede amniyon sıvısı bebeğinize ait genetik yapı hakkında bilgi vermektedir.

Ankara Amniyosentez; bebeğin içinde yüzdüğü amniyon sıvısından bir iğne yardımı ile örnek alınması disiplinine dayanmaktadır. Anne karnında tanı yöntemleri arasında en sık başvurulan işlem olan amniyosentez; tarihte ilk kez 1882 yılında fazla amniyon sıvısının azaltılması amacı ile uygulanmıştır. Günümüzde bu testin uygulanma amacı ise; kan uyuşmazlığı olan çiftlerde bebeğin etkilenip etkilenmediğini öğrenme amacının yanı sıra erken doğum riski bulunan durumlarda bebeğin akciğer gelişiminin değerlendirilmesi amacı ile uygulanmaktadır. Aynı zamanda bebeğin kromozomal ve genetik problemlerinin belirlenmesinde de uygulanabilmektedir. Özellikle Down Sendromu varlığı amniyosentez ile belirlenebilmektedir.

Amniyosentez Kimlere Önerilir?

Amniyosentez işlemi minimal düzeyde düşük riski içermekle birlikte invaziv bir işlemdir. Bu nedenle her gebeye önerilmemektedir. Amniyosentez işleminin önerildiği durumlar aşağıdaki gibidir;

• İleri anne yaşı; anne adayının yaşı çeşitli genetik problemlerin yaşanması durumu ile paraleldir. Bu nedenle beklenen doğum tarihinde anne yaşının 35 ve 35 yaştan fazla ise amniyosentez işlemi önerilmektedir.
• Pozitif öykü: Önceki gebelik döneminde genetik problemlerin varlığının tespit edilmesi durumunda ya da spina bifida ve nöral tüp defekti öyküsü bulunması durumunda amniyosentez önerilmektedir.
• Ailede genetik hastalık varlığı: Anne ya da baba adayında genetik bir hastalık varlığında da amniyosentez işlemi önerilmektedir.
• Tarama testlerinin pozitif olması: Gebelik sürecinde uygulanan rutin testlerde riskli durum değerlendirmesi söz konusu olduğunda amniyosentez işlemine ihtiyaç duyulabilmektedir.
• Ultrason ile muayene sürecinde herhangi bir anomali saptanması durumunda detaylı değerlendirme amacı ile amniyosenteze ihtiyaç duyulabilmektedir.
• Polihdramniyos: Amniyon sıvısının fazla olması durumunda amniyosentez ile bir miktar sıvı alınabilmektedir.

Amniyosentez Nasıl Yapılır?

Amniyosentez işlemi; bebeğin içinde yüzdüğü amniyon kesesine iğne ile girilerek sıvı çekilmesi işlemidir. İşlem öncesinde detaylı ultrasonografi ile bebeğin sağlık durumu ve pozisyonu değerlendirilmektedir. Amniyosentez işleminde bebeğe ve plasentaya uzakta bir alandan sıvı çekmek büyük önem taşımaktadır.

Amniyosentez öncesinde anne adayı sırt üstü uzanmaktadır ve iğne il eğirilecek bölge antiseptik solüsyonlar ile temizlenmektedir. Ultrason ile takip edilerek iğne ile amniyon kesesine girilmektedir. Yaklaşık 20 ml sıvı alındıktan sonra iğne tek hamlede çıkarılmaktadır.

Amniyosentez işlemi sonrasında bebeğin sağlık durumu yeniden değerlendirilmektedir. Anne adayı kısa bir süre sonra dinlendirildikten sonra eve gönderilir. Anne adayının işlem sonrasında istirahat etmesine ihtiyaç duyulmamakla birlikte 15 dakikadan uzun süre ayakta durması önerilmemektedir.

Amniyosentez Güvenilir midir?

Amniyosentezin güvenilir bir işlem olup olmadığı tüm anne adaylarının merak ettiği bir konudur. Alanında tecrübeli bir doktor ve nitelikli bir ultrason takibi ile amniyosentez işleminin risk faktörlerinin önüne geçilebilmektedir. Amniyosentez işleminin riskleri ise aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir;

• Düşük
• Enfeksiyon
• Su gelmesi
• Su kesesinin açılması
• Erken doğum
• Plasentanın zedelenmesi
• Bebeğin zarar görmesi

Amiyonsentez işlemi sonrasında şiddetli kramp ya da kasılma yaşanıyorsa, vajinal kanama ya da kötü kokulu akıntı varsa ve yüksek ateş yaşanıyorsa mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Amniyosentez Nedir? hakkında bilgi almak isterseniz eğer ki; İlgili linke tıklayabilirsiniz.